Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerinden biridir. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması; dini inançların devlet yönetiminde rol oynamaması esasına dayanır. Halk Fırkası'nın 1923 tüzüğünde yer alan milliyetçilik ve halkçılık ilkelerine 1927'de cumhuriyetçilik ve adı belirtilmeden laiklik de eklenmiştir. 1931'de bu dört ilkenin yanına devletçilik ve inkılapçılık da eklenerek Altı Ok tamamlanmış, 5 Şubat 1937'de yapılan anayasa değişikliğiyle devletin nitelikleri haline gelmiştir.
Sayfa 10 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
Refah Partisi'nin desteğinin sürekli büyümesi 1995 seçimlerinde kendini göstermiş, Türkiye'nin parçalanmış siyasal sistemi içinde bütün partilerden daha çok oy alarak yüzde 21'le birinci parti durumuna yükselmiştir. Necmettin Erbakan koalisyon hükümetinde başbakan olmuş ve Türkiye'nin İslami karakterini ön plana çıkaran bir program uygulamaya başlamıştır. İran İslam Cumhuriyeti'ni ziyaret ederek, kadınları başörtüsü takmaya teşvik ederek ve bürokrasinin kilit noktalarına İslami sempatizanları atayarak laik kurumu altüst etmiştir. Böylesi bir siyasal atmosferde Atatürk'ün temel ilkelerinden olan laiklik kavramı, devrilme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Kendini Atatürk'ün mirasının bekçisi olarak gören ordu da boş durmayınca, genelkurmay 1997'de Erbakan'a baskı yaparak onu başbakanlıktan istifa ettirmiştir. İslami örgütleri siyasal arenadan dışlama girişimi 1998'de Anayasa Mahkemesi kararıyla uygulanmış ve Refah Partisi yasaklanmış, eski başbakan Erbakan ile yedi üyesine beş yıl siyaset yasağı getirilmişti.
Sayfa 572 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Reklam
"Laiklik nedir?" sorusu, günümüzdeki Türkiye koşulların da, bir ayrıntı olarak görülecek soyut ve teorik bir soru değil, yaşamsal pratik sonuçları olan ve Türkiye'nin geleceğini, is tikrarını, birliğini ve bütünlüğünü belirleyecek olan temel bir sorudur. Laiklik, hem Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerinden, hem de Anayasa'nın temel ilkelerinden biridir. Laiklik konusu savsaklanacak ve küçümsenecek bir konu değildir. Türkiye'nin önümüzdeki aylarda ve yıllarda yoğun ölçekli bir içsavaşın içi ne sürüklenip sürüklenmeyeceği, laiklik konusunda oluşacak veya oluşmayacak bir uzlaşmaya ve anlaşmaya bağlıdır. Oysa, medyada zaman zaman bu konu gündeme geldiğinde görüyoruz ki, laiklik kavramının ve ilkesinin ne anlama geldiğini, siyasetçilerin, bürokratların, akademisyenlerin, gazetecilerin, muhabirlerin, köşe yazarlarının, televizyon yorumcularının büyük çoğunluğu bilmiyor. AKP'li, CHP'li, MHP'li, İYİP'li, HDP'li, partili partisiz fark etmiyor. Kamuoyuna yön veren büyük çoğunluk bu kavramın ve ilkenin ne anlama geldiğini bilmiyor. Kilit makamlara ve mevkilere gelmiş kişiler bile laiklik ilkesinin anlamını bilmiyorsa, sade vatandaş bunu nasıl bilecek? Şu acı gerçekle herkesin yüzleşmesi gerekiyor: Cumhuriyet ne yazık ki, kendi kuruluş ilkesini, bırakın kendi vatandaşına, kendi vatandaşlarının "ileri gelenlerine" bile anlatabilmiş değil..
Sayfa 30 - DestekKitabı okudu
Halkçılık (bölümden bir kesit)
Atatürk, Fransız ve Amerikan devrimlerinin özgürlük, eşitlik ve güvence kavramlarından esinlenmiş olmakla birlikte bu kavramlara halkçı bir boyut vermiştir. Atatürkçülük seçkinci bir ideoloji değildir. Halkçılık ve ulusçuluk Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyet yıllarının en önde gelen kavramları arasındadır. Cumhuriyet, yönetim biçiminin uluslaşması ve
Nitekim Atatürk'e göre, "din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz."
Sayfa 27 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Evet, bir toplumun yarısını oluşturan kadınlar, erkeklerle eşit tutulmazlarsa o toplum kendini istediği kadar demokratik olarak nitelendirirsin, kendisini istediği kadar çağdaş, ileri bir model içinde gördüğünü söylesin, demokrasiden bahsetmek söz konusu olamaz.
Sayfa 25 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Reklam
Atatürk'ün anlayışına göre milli terbiye, akılcı, gerçekçi, tecrübeci bir öze dayanır.
Sayfa 22 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Yakınçağ tarihimize göz attığımız zaman görüyoruz ki irtica "Din Elden Gidiyor" "Şeriat İsteriz" propagandaları ile halkın şuuraltına işlemekte ve birden baskın halinde belirmektedir. Patrona irticaı böyle olmuş, III. Selim'e karşı irtica böyle olmuş, 31 Mart irticaı böyle olmuş ve cumhuriyet dönemindeki Şeyh Sait irticaı ile Kubilay Olayı böyle baskın halinde ortaya çıkmıştır. Demek ki irticai olayları karşısında hiçbir zaman tedbirsiz kalmamak zarureti vardır. Laikliği muhafaza edebilmek için Atatürk büyük Nutkunda demiştir ki : "Beşeriyette din hakkındaki ihtisas ve vukuf, her türlü hurafelerden sıyrılarak hakiki ilim ve teknoloji ışıkları ile musaffa ve mükemmel oluncaya kadar, din oyunu aktörlerine her yerde tesadüf olunacaktır." İşte din oyunu aktörlerinin doğrudan doğruya izale edilmesi için gereken tedbirlerin alınması bir zaruret olarak karşımıza çıkıyor.
Sayfa 20 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Bize göre laiklik ilkesi, Atatürk ilkelerinin kilit taşıdır ve çağdaş cumhuriyetin vazgeçilmez, geri dönülmez ilkesidir.
Sayfa 13 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.